Mart 10, 2014

evinin bir odasında yağmur yağıyor
evinin bir odasında yağmur yağdığını biliyorsun
her gün kapının önünden geçiyor
hiçbir gün o kapıyı açmıyorsun




Ocak 02, 2013

Ankara



"Şair arkadaş
Bir derdin mi var
Bir şeyler çıkarmak mı istiyorsun derdinden
Ankara’ya gelmelisin.”

diyen Cemal Süreya'ya selam olsun. 

Hani o en güzel anında uykuda bırakıp da sevgiliyi,
son kez bakıp da başını öne eğerek çeker gider gibi terk ederek İstanbul'u....
İşte geldik ey Ankara
seni görmek ister her bahtı kara!


Kasım 21, 2012


bir adın kalmalı 

bir adın kalmalı geriye 
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde 
aynaların ardında sır 
yalnızlığın peşinde kuvvet 
evet nihayet 
bir adın kalmalı geriye 
bir de o kahreden gurbet 

sen say ki 
ben hiç ağlamadım 
hiç ateşe tutmadım yüreğimi 
geceleri, koynuma almadım ihaneti 
ve say ki 
bütün şiirler gözlerini 
bütün şarkılar saçlarını söylemedi 
hele nihavent 
hele buselik hiç geçmedi fikrimden 
ve hiç gitmedi 
bir topak kan gibi adın 
içimin nehirlerinden 
evet yangın 
evet salaş yalvarmanın korkusunda talan 
evet kaybetmenin o zehirli buğusu 
evet nisyan 
evet kahrolmuş sayfaların arasında adın 
sokaklar dolusu bir adamın yalnızlığı 
bu sevda biraz nadan 
biraz da hıçkırık tadı 
pencere önü menekşelerinde her akşam 

dağlar sonra oynadı yerinden 
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca 
sen say ki 
yerin dibine geçti 
geçmeyesi sevdam 
ve ben seni sevdiğim zaman 
bu şehre yağmurlar yağdı 
yani ben seni sevdiğim zaman 
ayrılık kurşun kadar ağır 
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın 
yine de bir adın kalmalı geriye 
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde 
aynaların ardında sır 
yalnızlığın peşinde kuvvet 
evet nihayet 
bir adın kalmalı geriye 
bir de o kahreden gurbet 
beni affet 
kaybetmek için erken, sevmek için çok geç 


Ahmet Hamdi Tanpınar

Eylül 23, 2012





hani bir anda önce gözünüz, sonra aklınız bir şeye takılır. 
sonra bir farkındalık gelir oturur yanı başınıza. 
her gün gördüğünüzü düşündüğünüz ama aslında sadece baktığınız şeyleri görür hale gelirsiniz hani ansızın. 

işte öyleyken fark ettim ben de bir anda;
 çevremde ne kadar da kocaman kocaman yüreklerin olduğunu. 
şaşırdım. 

ama kocaman yürekli olmalarına değil. 
nasıl oluyor da bunca yaşamaktan sonra bile
 hala böyle kocaman yürekli olmayı başarıyorlar diye şaşırdım. 

oysa benim kalbim küçülüyor.
 ve bir gün uyandığımda 
hiç bulamayacağım yerlere gitmiş olmasından korkuyorum.




Eylül 13, 2012

takvimler iki ay sonrasını işaret ediyor ama
zamanda asılı kalmış gibiyim
oysa ankara henüz soğumamış
öyleyse erken üşüyor kalbim

ve nihayet
yalnızlığın adresi yine aynı
ama içinde oturanlar değişmiş






Eylül 09, 2012



“Şimdilerde, olabildiğince sefihleşiyorum. Neden mi?
Şair olmak istiyorum ve görünmezi gören kâhin olmaya çalışıyorum: 
Siz hiç anlamayacaksınız bunu ve ben de size anlatmayı aşağı yukarı beceremem. 
Bütün duyuların karıştırılmasıyla, düzenlerinin bozulmasıyla bilinmeze ulaşmak söz konusu… 
Acılar çok büyük, ama güçlü olmak, şair doğmak gerek ve kendimi şair olarak görüyorum. 
Bu hiç de benim suçum değil.”





Arthur Rimbaud


Ağustos 08, 2012



dedi ki
"ve biz her cumartesi akşamı toplanır
hayatın morluklarına inat
birbirimize makyaj yapardık"